Dış Ekonomik Münasebetler Şurası (DEİK) Lideri Nail Olpak, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2022 yılı birinci çeyrek büyüme sayılarına ait değerlendirmelerde bulundu yaptı.
2022 yılı için hem salgının ortadan kalkması hem de tedarik zincirlerinde yaşanan aksamaların yılın ikinci yarısından itibaren azalmaya başlaması ile birlikte daha sağlıklı bir global büyüme beklentisi içinde olduklarını aktaran Olpak, şubat ayının sonlarına yanlışsız başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ve bunun getirdiği yeni aksiliklerin dünyaya tesirlerine karşın Türkiye’nin yılın birinci çeyreğinde gösterdiği yüzde 7,3 büyüme performansıyla 2022 yılına da güçlü bir başlangıç yaptığını kaydetti.
Olpak, “Küresel riskleri biraz daha açacak olursak giderek artan emtia, besin ve güç fiyatları, Çin’deki salgın sebebiyle alınan sert karantina önlemleri, Avrupa coğrafyasında bir yandan savaşın tesiri bir yandan da rekor düzeylere ulaşan enflasyona ait beklentileri konuşuyoruz. Bilhassa ABD’de artan enflasyona karşı Fed’in atmaya başladığı daraltıcı para siyasetleri sonucunda de 2022 yılında global büyüme varsayımlarının aşağı hakikat revize edildiğini gözlemiyoruz. Bu çerçevede dünya ekonomik büyümesi de IMF varsayımına nazaran yüzde 3,6’ya, AB büyüme iddiası ise yüzde 3,9’dan yüzde 2,8’e güncellendi.” tabirlerini kullandı.
“Yıllık yüzde 5 büyüme maksadımızı de rahatlıkla yakalayabileceğimizi öngörüyoruz”
Böylesine negatif bir global ortamda dahi, yılın birinci çeyreğinde yüzde 7,3 büyüme başarısı gösteren Türkiye iktisadının, 2021’de olduğu üzere bu yıl da dünya ülkelerinden müspet ayrışacağını bir kere daha ispatladığını belirten Olpak, şunları kaydetti:
“Dolayısıyla bu güçlü büyüme ile yıl sonu amacımız olan yıllık yüzde 5 büyüme amacımızı de çok rahatlıkla yakalayabileceğimizi öngörüyoruz. Büyüme bilgimizi üretim istikametinden incelediğimizde ise inşaat kesimi haricinde tüm bölümlerin büyümeye olumlu katkı verdiğini görüyoruz. Bu da sağlıklı bir büyümeye işaret ediyor.
Ekonomimizin itici gücü olan sanayi üretiminin yüzde 7,4 büyümesine ek olarak hizmetler kesiminin, bilgi ve bağlantı ve bankacılık ve finans bölümlerinin yüksek oranda büyüme göstermesi de son derece sevindirici. DEİK olarak bilhassa salgın sonrası ile Türkiye’nin dünya için alternatif bir üretim üssü olduğunu vurgulamıştık. Bugün açıklanan İSO 500 bilgileri de Türk endüstrisinin ve özel kesimimizin, dünya ticaretindeki alıcılar için kuvvetli bir üretici olma pozisyonunu perçinlediğini gösteriyor.”
“Talep tarafında büyümenin, hanehalkı tüketimi, ihracat ve yatırım ekseninde geliştiğini görüyoruz”
Talep tarafında ise büyümenin hanehalkı tüketimi, ihracat ve yatırım ekseninde geliştiğini aktaran Olpak, “Hanehalkı tüketim harcamaları yıllık yüzde 19,5 artarak büyümeye 11,6 puan katkı sağlarken, net ihracatın büyümeye katkısı yüzde 3,5 ve yatırımların katkısı ise 0,3 puan oldu. Yatırım alanında makina ve teçhizat yatırımlarının yüzde 10,5 artması ise konjonktürel olarak sıkıntı bir global devirden geçtiğimiz ortamda bile yatırım ve üretim kapasitemizin artışına verdiğimiz ehemmiyeti göstermesi bakımından son derece kıymetli bir performans.” değerlendirmesinde bulundu.
Gelirin büyümesi kadar bunun toplum içinde adil ve eşitlikçi bir yaklaşımla paylaşılmasının da bir o kadar kıymetli olduğunu vurgulayan Olpak, “Bu perspektiften baktığımızda, 2021 yılının son çeyreğinde yüzde 30’un altına inen iş gücü ödemelerinin GSYH içindeki hissesinin da bu çeyrekte tekrar artarak yüzde 31,5’a yükselmesi de epey değerli.” tabirini kullandı.
DEİK olarak, Türk iş dünyasının da güçlü endüstrisi, üretim kapasitesi ve yüksek potansiyeli ile büyüme trendinin en kıymetli itici güçlerinden biri olmaya devam edeceğine inandığını belirten Olpak, şunları kaydetti:
“Önümüzdeki periyotta daima birlikte odaklanmamız ve tahlili için daima birlikte daha fazla çalışmamız gereken değerli başlık ise yüksek enflasyon olacak. DEİK olarak, ülkemizin global ticaretten daha fazla hisse alması için ticari diplomasi faaliyetlerimizi çok daha geniş bir düzlemde sürdürecek ve dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren 148 iş konseyimizle birlikte var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”